Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na çağrıda bulunuyorum. .. Siyasi düşüncelerim ve partizan tutum sebebiyle maruz kaldığım haksızlıkları ve yaşanan adalet mekanizmasındaki çelişkileri gözler önüne sermek istiyorum. Şikayetimle ilgili olarak, Cumhuriyet Savcısı tarafından dikkate alınmayışım ve sürekli olarak takipsizlik kararı verilmesi, adaletin gerçekten tarafsız mı yoksa siyasi çıkarlar doğrultusunda mı işlediği üzerine ciddi soru işaretleri yaratıyor...
Afyonkarahisar'da yaşadığım bir başka örnek, trafikte alkollü araç kullanmak. Şahsıma ait olan suçlamada, tek seferlik bir hata sonucu 6 ay hapis cezası verilirken, başkası dört kez benzer suçtu işlemesine rağmen sadece para cezasıyla sınırlı kalması, yargının kişiye göre farklı işlediğini gösteriyor. Bu, benim gibi devletin ve hükümetin yanında yer alan bir gazeteci için kabul edilemez çifte standartlar ortaya koyuyor....
Özellikle bildirdiğim hakaret olayları ve diğer suç teşkil eden durumlar karşısında sürekli takipsizlik kararı almak, savcıların objektif değil, subjektif ve önyargılı hareket ettiğinin bir kanıtı olarak karşıma çıkıyor. Bu durum, daha önce FETÖ terör örgütü üyelerine yönelik yazdığım eleştirel yazılar göz önünde bulundurulduğunda, devletin kriptolarıyla olan mücadelemde de bana engel teşkil ediyor....
Hal böyle olunca, Afyonkarahisar'daki ilgili kurumların - özellikle Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı, Afyonkarahisar Valiliği ve Ak Parti İl Başkanlığı'nın - bu sorunlara müdahil olmasını talep ediyorum. Hukukun üstünlüğü ve adaletin eşit şekilde işlemesi, her vatandaşın hakkıdır. Bu yüzden, yaşananlar karşısında sesimi yükseltmekten başka çarem kalmamıştır.
Yargı içerisinde siyasi bağlılıkların adalet mekanizmasına müdahale etmesine ve tarafgir yaklaşımlarına yer olmamalıdır. Devletimin ve milletimin yanında yer alarak, tarafsız haber yapma ve halkımı bilgilendirme görevimi ifa ederken, yargı tarafından maruz kaldığım bu muamelelere kayıtsız kalmayacağım. Filizlenen haksızlıkların son bulması ve gerçek bir adaletin tesis edilmesi temennisiyle...
Afyonkarahisar'da yaşadığım bir başka örnek, trafikte alkollü araç kullanmak. Şahsıma ait olan suçlamada, tek seferlik bir hata sonucu 6 ay hapis cezası verilirken, başkası dört kez benzer suçtu işlemesine rağmen sadece para cezasıyla sınırlı kalması, yargının kişiye göre farklı işlediğini gösteriyor. Bu, benim gibi devletin ve hükümetin yanında yer alan bir gazeteci için kabul edilemez çifte standartlar ortaya koyuyor....
Özellikle bildirdiğim hakaret olayları ve diğer suç teşkil eden durumlar karşısında sürekli takipsizlik kararı almak, savcıların objektif değil, subjektif ve önyargılı hareket ettiğinin bir kanıtı olarak karşıma çıkıyor. Bu durum, daha önce FETÖ terör örgütü üyelerine yönelik yazdığım eleştirel yazılar göz önünde bulundurulduğunda, devletin kriptolarıyla olan mücadelemde de bana engel teşkil ediyor....
Hal böyle olunca, Afyonkarahisar'daki ilgili kurumların - özellikle Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı, Afyonkarahisar Valiliği ve Ak Parti İl Başkanlığı'nın - bu sorunlara müdahil olmasını talep ediyorum. Hukukun üstünlüğü ve adaletin eşit şekilde işlemesi, her vatandaşın hakkıdır. Bu yüzden, yaşananlar karşısında sesimi yükseltmekten başka çarem kalmamıştır.
Yargı içerisinde siyasi bağlılıkların adalet mekanizmasına müdahale etmesine ve tarafgir yaklaşımlarına yer olmamalıdır. Devletimin ve milletimin yanında yer alarak, tarafsız haber yapma ve halkımı bilgilendirme görevimi ifa ederken, yargı tarafından maruz kaldığım bu muamelelere kayıtsız kalmayacağım. Filizlenen haksızlıkların son bulması ve gerçek bir adaletin tesis edilmesi temennisiyle...