Dr. Hasan Arslan: "Bu bir geçmişin hesaplaşması değil, geleceğin planlamasıdır"
Dr. Hasan Arslan: "Bu bir geçmişin hesaplaşması değil, geleceğin planlamasıdır"
İçeriği Görüntüle

Bingöl-Elazığ Katliamının yıl dönümünde anlamlı bir adım atan ATA Parti, Birleşmiş Milletler'e (BM) gönderdiği mektupla 24 Mayıs'ın "Uluslararası Terör Kurbanlarını Anma ve Terörle Mücadele Günü" olarak ilan edilmesini talep etti.

Ankara – ATA Parti, 24 Mayıs 1993 tarihinde Bingöl-Elazığ karayolunda PKK tarafından gerçekleştirilen ve 33 Türk askerinin şehit olduğu katliamın yıl dönümünde, Birleşmiş Milletler'e (BM) gönderdiği mektupla terörün küresel boyutuna dikkat çekti. Genel Başkan Yardımcısı Memet Erdem Toraman imzasıyla BM Genel Sekreteri António Guterres'e gönderilen mektupta, terörün sınır, dil, din ve millet tanımaz olduğu vurgulanarak, uluslararası bir anma günü ilan edilmesi çağrısı yapıldı.

Bingöl Katliamı ve Terörün Acı Yüzü

24 Mayıs 1993 tarihinde gerçekleşen Bingöl-Elazığ katliamı, Türkiye'nin terörle mücadele tarihinde derin izler bırakmış acı bir olay olarak hafızalara kazınmıştır. PKK'nın hain saldırısında hayatını kaybeden 33 asker, ATA Parti tarafından düzenlenen törenlerle ve anma etkinlikleriyle her yıl anılıyor.

ATA Parti'nin BM'ye Çağrısı: Uluslararası Bir Farkındalık Günü

ATA Parti, terörün sadece bir ülkenin sorunu olmadığını, tüm insanlığın ortak tehdidi olduğunu vurgulayarak, BM'ye gönderdiği mektupta şu taleplerde bulundu:

24 Mayıs 1993'te hayatını kaybeden 33 Türk askerinin uluslararası düzeyde anılması.
Bu ve benzeri terör saldırılarının küresel bellekte yer bulması amacıyla 24 Mayıs'ın "Uluslararası Terör Kurbanlarını Anma ve Terörle Mücadele Günü" olarak ilan edilmesi.
BM çatısı altında, terör mağdurlarının sesi olacak ve dayanışmayı büyütecek yeni bir anma gününün takvime eklenmesi.

Terör Mağdurlarına Destek ve Dayanışma Çağrısı

ATA Parti Genel Başkan Yardımcısı Memet Erdem Toraman, mektubunda terörün acı sonuçlarına dikkat çekerek, tüm insanlığın ortak değerleri çerçevesinde hareket etmesinin önemini vurguladı. Toraman, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve barışa olan bağlılığı çerçevesinde bu çağrının insanlığın ortak vicdanına sesleneceğine ve gelecekte benzer acıların yaşanmaması için bir adım olacağına inandıklarını belirtti.