Türk siyasetinde önemli bir diyalog anı olarak kaydedilen bir olaydan bahsetmek istiyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kamuoyunun önünde 8 Eylül 2014 tarihinde Kanal 7'de yayınlanan "Kadınlar Erdoğan'a Soruyor" programına konuk olan Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı, kişisel deneyimlerini paylaşmıştı...
Üniversite yıllarında başörtüsü nedeniyle yaşadığı ayrımcılığı dile getiren Yiğitbaşı, şimdi özgürce başörtüsüyle akademik kariyerini sürdürebildiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını ifade etmiş, teşekkürlerini sunmuş, "Suskunluk Sarmalı"'nı Yıktınız diyerek teşekkür etmişti...
Zamanında Başörtüsü meselesi yüzünden yaşanan bu diyalog, 'Suskunluk Sarmalı' kavramını tekrar gündeme getirdi...
Alman siyaset bilimci Elisabeth Noelle-Neumann tarafından ortaya atılan teori, bireylerin toplumda kabul görmeyen fikirleri ifade ederken yaşadığı çekingenliği ele alıyor. Eğer bir kişinin görüşleri genel toplumsal algıya uygun değilse, dışlanma korkusundan dolayı bu görüşlerini dile getirmekten kaçınabilir. Ancak, bireylerin bu ket vurucu sarmaldan çıkarak kendi görüşlerini açıkladığı durumlar da malesef söz konusu olabiliyor.
Suskunluk Sarmalı teorisini dört anahtar faktör üzerinden incelemekte fayda var: Baskın veya genelgeçer görüşten ayrılan; kitle iletişim araçlarının şekillendirdiği toplumsal algı; farklı görüşlerde olan ancak ifade etmekte çekinen bireylerin oluşturduğu kararsız grup ve; iki zıt noktanın birbirine olan karşılıklı etkisi. ..
Bu bakış açıları, teorinin toplumsal eğilimleri incelemedeki esnekliğini ve kapsayıcılığını ortaya koyuyor. Vali Kübra Güran Yiğitbaşı'nın yaşadığı dönüşüm, bu teorinin pratikteki yansımalarından sadece ve sadece bir örnek oluşturuyor. Sayın Vali Kübra Güran Yiğitbaşı: "Suskunluk Sarmalı teorisini biraz daha açmasını ve biraz daha irdelemesini bekliyorum...
Teorinin tarihi 1974 yılına uzanmakta olup, toplumda farklı konularda konuşma özgürlüğüne sahip olanlar ile suskun kalanlar arasındaki dinamikleri açıklamak üzere geliştirilmiştir.insanoğlu'nun ifadesiyle, teori birden çok bakış açısını, siyasi görüşü ve inanışı içinde barındıran bir toplum yapısında, zaman içindeki değişimleri ve eğilimleri anlamlandırmayı amaçlamıyormu.?...
O halde, sayın Yiğitbaşı'nın kişisel deneyimleri, belki de "Suskunluk Sarmalı" teorisinin nasıl küçük ama güçlü aktörler tarafından değiştirilebileceğinin somut bir örneği olarak kayıtlara geçmiş olsada, "Suskunluk Sarmalı" nı At gözlüğü ile bakmaktan ziyade, farklı açılarda aynı sarman içinde size destek olmuş insanları yanlızlaştırdığınız bencil davrandığınız, düşüncesizlik nedeni ile insanların teorisi Belediye Seçimlerinde yaşadığımız gibi bir gün size zarar vermicekmi zannediyorsunuz.? ''Lâ Galibe İllâllah''