Sosyal medyada son günlerde dikkat çeken bir hareketlilik yaşanıyor. Görev değişiklikleri, vedalar, teşekkür mesajları derken bir yandan da bazı haber sayfaları ve sosyal medya hesaplarında Dinar’a adeta destansı yatırımlar yapılmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.
Özellikle son günlerde açılan, belediye çalışanları tarafından yönetildiği iddia edilen bazı sosyal medya hesapları — başta manşet, posta ve benzeri adlarla — Dinar Belediyesi’ni sürekli öven, büyük başarı hikâyeleri yazan bir yayın çizgisi izliyor. Bu sayfalarda Dinar adeta göz kamaştıran bir gelişim içindeymiş gibi gösteriliyor. Ancak sahaya, çarşıya, köye çıkıldığında tablo çok farklı:
Dinar hâlâ aynı Dinar.
Bir ilçede sosyal medya üzerinden algı yönetmek kolaydır. Ancak mesele sadece övmek değil, sorgulamak ve eleştirebilmektir. Dinar Belediyesi’nde çalışan bir işçi veya kamu kurumunda görevli bir memur, işler yolunda gitmediğinde ses çıkarabiliyor mu?
Gerçek sorunlar konuşulabiliyor mu, yoksa sadece vitrindeki hikâyeler mi pompalanıyor?
İlginçtir ki Dinar’ın bu gerçeklerini, yalnızca Dinar Gündem gibi birkaç cesur yerel kaynak gündeme getiriyor. Diğer sayfalar ya sessiz kalıyor ya da süslü cümlelerle algı yaratmaya devam ediyor.
Dinar halkının sorduğu sorular nettir:
• Bu ilçeye büyük bir kamu yatırımı mı geldi?
• Polis okulu, yüksekokul, askeri tesis gibi kalıcı kurumlar mı kuruldu?
• Çok Büyük Yeni fabrikalar, sanayi tesisleri açılıp istihdam yaratıldı mı?
• İlçe ekonomisi canlandı mı? Göç devam ediyor, gençler burada kalmak istemiyor.
O halde sormak gerek:
“Dinar için büyük projeler yapıldı” demekle, Dinar gerçekten büyüyor mu?
Köy yolları iyileştirildi, bazı eksikler giderildi, kültürel etkinlikler düzenlendi. Bunlar önemli işler ama unutmayalım: Bunlar zaten devletin her yerde yapmak zorunda olduğu temel hizmetlerdir. Dinar halkı artık sadece “yapıldı” demekle değil, etkisini hissedeceği işler görmek istiyor.
Taş üstüne taş konduysa, halk o taşı gözleriyle görmek, etkisini yaşamında hissetmek istiyor.
Toplumun hafızası güçlüdür. Dinar halkı, gerçekten emek vereni unutmaz. Ama “taş yerinde sayıyor” hissi bu kadar baskınsa, ortada gözle görülür bir başarıdan söz etmek zordur.
Kurumsal hizmet, halkın hayatına doğrudan etki ettiği sürece anlam kazanır. Aksi halde yapılan işler sadece ekranlarda ve gönderilerde kalır.
Bu topraklar samimiyeti sever, ama göz boyamaya değil, gerçek kalkınmaya açtır.
Ve unutulmamalı ki:
“İyiyse cennete girsin… ama bu milletin gözüne girmeden kimse hizmet ettiğini sanmasın.”
Dinar için dileğimiz şudur: Artık söz değil, eser konuşsun. Gerçekleri süsleyenler değil, gerçeği savunanlar değer kazansın.
Dinar Gündem Gazetesi
Yazan: [Tahsin Baytar]
Usta Gazeteci