İhsaniye… Tarih boyunca Anadolu’nun bağrında, mütevazı bir şehircilik dokusuyla yaşamış bir belde. Ancak bugün, bu beldenin insanı toprağına, arazisine,
İhsaniye… Tarih boyunca Anadolu’nun bağrında, mütevazı bir şehircilik dokusuyla yaşamış bir belde. Ancak bugün, bu beldenin insanı toprağına, arazisine, geleceğine sıkışmış durumda. Sıkışmış kelimesi burada sadece bir hissi tarif etmiyor; fiziki bir gerçeğin ta kendisini anlatıyor. Çünkü İhsaniye’nin en yakıcı meselelerinden biri daraltılmış imar sınırlarıdır ve bu mesele yıllardır çözüm bekleyen, ama hep ötelenen bir halk yarası hâline gelmiştir.
Seçim Meydanlarında Umutla Beklenen Sözler
31 Mart 2024 seçimlerinde belediye yönetimi değişti. Hizmet odaklı bir söylemle halkın oyunu alan yeni belediye yönetimi, umutla beklenen bir dönemin başlangıcı olma iddiasındaydı. Halk; seçim mitinglerinde, kapı önü buluşmalarında ve broşür vaatlerinde kendisine verilen sözlerin bir gün yerine getirileceğine inandı.
En çok da imar meselesinde çözüm istiyordu insanlar. Çünkü yıllardır anayol üzerinde yer alan tapulu araziler, imar dışında bırakılmıştı. Oysa bu topraklar, sadece toprak değil; bir gelecek hazırlığı, bir evlat yatırımı, bir geri dönüş özlemiydi. İstanbul’da, Eskişehir’de, Kütahya’da, Almanya’da gurbet çilesi çeken nice İhsaniyeli, bir gün o anayol kenarındaki tapulu arazisine ev yapıp geri dönmenin hayalini kuruyor. Fakat bu hayal, imar engeline takılıp yıllardır yerinde sayıyor.
Belediyecilik, Sadece Kaldırım Yapmak Değildir
Belediyecilik, sadece park düzenlemek, çöp toplamak, kaldırımları yenilemek değildir. Elbette bunlar hizmettir. Ama asli hizmet, insanın yaşam hakkına, mülk hakkına, geleceğini planlama iradesine saygı duymaktır. Bugün İhsaniye’de anayol kenarındaki onlarca tapulu arsa sahibi vatandaş, belediyeden beklediği en temel hakkı alamamaktadır: İmar hakkı!
Bu insanlar devletten, milletten kopuk değil. Vergisini vermiş, kanuni mülkiyet hakkına sahip olmuş, ama hâlâ imar sınırlarının dışında tutulmuş durumda. Bu nasıl bir çelişkidir? Hangi kamu vicdanı bunu makul sayabilir?
İmar Genişlemesi, Geri Dönüşün Anahtarıdır
Köyden kente göçün ardından başlayan tersine göç eğilimi, artık ciddi bir sosyolojik fırsata dönüşmektedir. İnsanlar şehri terk edip köklerine, topraklarına, çocukluklarına dönmek istiyor. Ama nasıl dönecek? Arazisine ev yapmasına izin verilmediği sürece bu dönüş nasıl mümkün olacak?
İmar genişlemesi, sadece bir harita düzenlemesi değil; bir medeniyet hareketidir. Bu meseleye sadece teknik gözle değil, sosyo-iktisadi bir boyutla bakmak gerekir. Geri dönecek her aile, ilçeye canlılık, ekonomi, istihdam ve dirilik katacaktır. Ama belediye hâlâ sessiz. Vaatler unutulmuş gibi, halk beklentileriyle baş başa bırakılmış gibi...
Artık Beklemek Değil, Hatırlatmak Vakti
Bu yazı bir serzeniş değildir. Bu yazı, halk adına bir hatırlatmadır. Seçimle gelen yönetime verilen her oy, bir emanetin belgesidir. O emanetin en önemlisi, halkın toprağına sahip çıkma arzusudur. Şimdi soruyoruz:
· Verilen sözler ne oldu?
· Hangi çalışmalar başlatıldı?
· İmar genişlemesi için bir yol haritası var mı?
· Yoksa bu da diğer meseleler gibi bir sonraki seçime mi ertelenecek?
İhsaniye halkı sabırlıdır ama unutmaz. Bekler ama unutturmaz. Belediyeden sadece hizmet değil, sözünün arkasında duran bir irade beklemektedir.
Son Söz:
İmar sınırlarıyla değil, gönül sınırlarıyla düşünen bir belediyecilik anlayışı inşa edilmedikçe; İhsaniye’de ne anayol canlanır ne de tapulu topraklara dönen olur. Çünkü bu topraklar yalnızca taş ve toprak değil; özlemin, hatıraların ve geleceğin harman yeridir.
İmarla ilgili yazılarımız devam edecek.